

Photo credit: Pinterest
Türk İş Hukuku’nda iş sözleşmesinin sona erme halleri, işçinin veya işverenin tek taraflı fesih iradesiyle ya da kanunda öngörülen diğer sebeplerle gerçekleşebilmektedir. Bu bağlamda, işçinin evliliği sebebiyle iş sözleşmesini feshetme hakkı, özellikle kadın işçilere tanınan ve sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak değerlendirilen özel bir düzenlemedir. 1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun yürürlükte kalan 14. maddesi uyarınca, kadın işçi evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi isteğiyle iş sözleşmesini sona erdirdiğinde kıdem tazminatına hak kazanabilmektedir. Bu hüküm, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de korunmuş olup uygulama alanını sürdürmektedir.
1. Düzenlemenin Hukuki Dayanağı
Evlilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshi hakkı, 1475 sayılı Kanun’un halen yürürlükte bulunan 14. maddesine dayanmaktadır. Söz konusu hükme göre: “Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı” düzenlenmiştir. Buradan çıkan sonuç şudur: Kadın işçi, evlilik tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde iş sözleşmesini kendisi feshederse, çalışma süresine bağlı kıdem tazminatını talep edebilir.
Hükmün yalnızca kadın işçilere tanınmış olması, eşitlik ve ayrımcılık tartışmalarına konu olmuş olmakla birlikte, Yargıtay bu düzenlemeyi sosyal koruma amacıyla getirilmiş bir hak olarak yorumlamakta ve uygulanmasını sürdürmektedir. Amaç, evliliğin ardından işçiye aile düzenini kurma ve eşinin ikamet ettiği yere taşınma gibi durumlarda iş güvencesi sağlamaktır.
2. Fesih Hakkının Kullanılması İçin Şartlar
Evlilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi için bazı şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
a) Feshin Kadın İşçi Tarafından Yapılması:
Bu hak yalnızca kadın işçiye tanınmıştır. Erkek işçi evlilik nedeniyle kıdem tazminatı talebiyle sözleşmesini feshedemez.
b) Evlilik Tarihinden İtibaren Bir Yıl İçinde Kullanılması:
Fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Bir yıllık sürenin geçmesi halinde hak düşer. Evlilik tarihi olarak, resmi nikâh tarihini gösteren aile cüzdanındaki tarih esas alınır.
c) Feshin Kendi İsteğiyle Yapılması:
Kadın işçi, işverene açık ve yazılı bir fesih beyanında bulunmalı, bunun evlilik sebebiyle yapıldığını belirtmelidir. Ayrıca, kıdem tazminatı talebi de dilekçede açıkça yer almalıdır.
d) Evliliğin Gerçek ve Geçerli Olması:
Yargıtay uygulamasına göre, fesih hakkının kötüye kullanılmaması ve evliliğin sırf kıdem tazminatı almak için yapılmamış olması esastır. Muvazaalı evlilikler tespit edildiğinde işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz.
3. İşçinin Hakları
Kanuni şartların sağlanması halinde, kadın işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Kıdem tazminatı, işçinin çalışma süresi boyunca hak ettiği kıdem yılının karşılığı olarak ödenen bir tazminattır. İhbar tazminatı ise bu fesih halinde söz konusu olmaz; zira fesih işçi tarafından kendi isteğiyle yapılmaktadır. Ayrıca işçi kullanılmamış yıllık izin ücretlerine de hak kazanır.
Kıdem tazminatının ödenme zamanı, fesih tarihidir. İşverenin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi hâlinde işçi, arabuluculuk başvurusu ve sonrasında dava yoluna başvurabilir. Kıdem tazminatının zamanında ve tam ödenmemesi hâlinde mevduata uygulanan en yüksek faiz üzerinden işletilmesi mümkündür.
4. İşverenin Yapması Gereken İşlemler
İşveren, işçinin evlilik sebebiyle fesih dilekçesini aldıktan sonra işten ayrılış bildirgesini SGK’ya, çıkış kodu “13 – Kadın işçinin evlenmesi nedeniyle fesih” olarak bildirmelidir. Bu kod, işçinin ileride işsizlik ödeneği taleplerini etkilemez; çünkü evlilik sebebiyle fesihte işsizlik maaşı hakkı doğmamaktadır. Bunun sebebi, işten ayrılmanın işçi kararıyla gerçekleşmesidir.
5. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Uygulamada, bazı işverenlerin kıdem tazminatı ödememek amacıyla feshe direnmesi, evlilik belgesinin ibrazını istemesi veya işe devam etmeye zorlaması gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. Yargıtay, evlilik cüzdanı örneğinin sunulmasını yeterli görmekte, işverenin bu gerekçeyle feshi reddetmesini hukuka aykırı değerlendirmektedir.
Ayrıca, fesih sonrası kısa süre içinde işçinin tekrar işe girmesi, hak kötüye kullanımı tartışmalarına yol açmaktadır. Ancak Yargıtay, işçinin evlendikten sonra farklı şehirde veya farklı iş koşullarında başka bir işte çalışmasının hakkın kötüye kullanımı olarak yorumlanamayacağını belirtmiştir. Burada esas olan, fesih anındaki niyettir.
6. Değerlendirme ve Sonuç
Evlilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshi, Türk İş Hukuku’nda kadın işçilere tanınmış önemli bir haktır. Bu hak, sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak aile birliğinin korunmasını ve evlilik sonrası yeni yaşam düzenine uyum sağlanmasını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Kanunda belirtilen koşulların eksiksiz sağlanması durumunda, kadın işçi kıdem tazminatına hak kazanmakta ve işten ayrılma sürecini hukuki güvence altında tamamlayabilmektedir.
Özellikle uygulamada işverenlerin hukuka uygun davranması, işçinin ise sürelere ve prosedüre dikkat ederek hareket etmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede, fesih dilekçesinin doğru hazırlanması ve evlilik cüzdanı örneğinin ibraz edilmesi, uyuşmazlıkların önüne geçecek en temel adımlardır.
Sonuç olarak, evlilik sebebiyle fesih hakkı, kadın işçinin ekonomik ve sosyal yaşamı bakımından önemli bir güvencedir. Hukuki düzenlemelerin amacına uygun olarak uygulanması, hem işçinin haklarının korunmasını hem de çalışma barışının devamını sağlayacaktır.



