Photo credit: Unsplash
Bir kişinin kendisine emanet edilen para veya eşyayı kendisine veyahut bir başkasının mal varlığına geçirmesi eylemi zimmete geçirme eylemini oluşturmaktadır. Birden fazla ülkede suç olarak sayılan zimmete geçirme suçu Türk hukukunda da yer almaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 247. Maddesi kapsamında bu suç şu şekilde tanımlanmıştır:
“Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Kamu görevlilerine görevleri nedeniyle birtakım malların zilyetliği verilebilir veya malı koruma ve gözetim görevleri verilmektedir. Kamu görevlisinin bu görevlerine aykırı hareket ederek, göreviyle bağdaşmayacak bir şekilde bu malı kendisinin veya bir başkasının zimmetine geçirmesi halinde hapis cezası söz konusu olacaktır.
Suçun işlenebilmesi için emanet edilen malın bilerek ve isteyerek diğer bir ifade ile kasten zimmete geçirilmesi gerekmektedir. Buradaki kasıt doğrudan kendi veyahut başkasının zimmetine malın geçirilmesi şeklinde olabileceği gibi hiçbir şey yapmayarak yani ihmal davranışı sergileyerek malın zimmete geçirilmesine göz yummak şeklinde de olabilir.
Bu suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Devamdaki hallerde ise cezada indirime gidilebilecektir:
Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar başlığı altında düzenlenen suçlardan olan zimmet suçu yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi olmayan kişiler tarafından bu eylemlerin gerçekleştirilmesi (görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malın kendisinin veya başkasının zimmetine geçirilmesi eylemi) halinde, bu kişiler görevi kötüye kullanma suçundan veyahut işledikleri suçun niteliğine göre hırsızlık suçundan sorumlu olacaktır.
Ücretli Online Hukuki Danışmanlık