1 Günlük Sigortanın Tespiti / Sigorta Başlangıç Tarihinin Değiştirilmesi

1 Günlük Sigortanın Tespiti - Sigorta Başlangıç Tarihinin Değiştirilmesi
1 Günlük Sigortanın Tespiti - Sigorta Başlangıç Tarihinin Değiştirilmesi

Photo credit: Unsplash

Geçmiş dönemlerde, şu an kullanılan gibi bir sistem olmamasının da etkisiyle bazı kişilerin sigortaları geç işleniyor veyahut işe girişin bildirilmesine rağmen prim gün sayısı işlenmemiş olabiliyordu. Bu sebeple birçok kişi günümüzde yaş sınırına takılarak erken emeklilikten faydalanamamaktadır.

Bu durumu bertaraf etmek adına kişiler, 1 günlük sigortanın tespiti ile sigorta başlangıç tarihin bu önceki tarih olarak belirlenmesini talep edebilirler. Bu dava hizmet tespiti davasının bir türü olmakla birlikte özellikle zamanaşımı açısında bir takım farklılıklara sahiptir.

Öncelikle hak düşürücü süreleri incelemek gerekmektedir. Şöyle ki şayet işçinin işe giriş bildirgesi bulunmuyor ise, bu halde işçi ancak 5 yıl öncesine kadarki süre içerisindeki bir sürenin tespitini talep edebilir. Ancak işçinin işe giriş bildirgesi bulunuyor ise bu halde bu 5 yıllık zamanaşımı uygulanmayacaktır. Diğer bir ifade ile işçi, her zaman geriye dönük olarak bu davayı açabilir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 07.10.2003 tarihli 2003/6987 E. 2003/7562 K. sayılı ilamı

Hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti isteminde yasal dayanak 506 sayılı Yasa’nın 79/10 maddesidir. Anılan madde de yönetmelikte tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açabilecekleri hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikte tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği açıktır.

Bu davaların bir diğer farkı işverenin, davada taraf olarak gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu tür davalar, bütün SGK Başkanlığı şubesinin bulunduğu veya SGK merkezinin bulunduğu yer mahkemelerinde açılabilmektedir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 24.11.2015 tarihli 2015/18921 E. 2015/20389 K. sayılı ilamı

…5510 sayılı Kanun’da, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda hangi yer mahkemesinin yetkili olduğu konusunda açıklık olmaması nedeniyle, yetkili mahkemenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin genel hükümleri gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir. Nitekim 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesinde “bu kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı” hükmü öngörülmüştür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 14. maddesinde “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir” hükmü düzenlenmiştir.

Diğer taraftan iş davalarının en kısa sürede sonuçlandırılması yasa hükmü gereği olup, konuya sosyal güvenlik açısından da bakıldığında yetkiye ilişkin genel usul kurallarının katı biçimde uygulanması, bu hukuk dalının amacı ile de bağdaştırılamaz. Kural olarak dar gelirli durumda bulunan sigortalının haklarını teslimde zorlaştırıcı değil, yasaların olanak verdiği ölçüde olabildiğince kolaylaştırıcı olunmalıdır… bir günlük çalıştığının tespiti talep etmiş olduğu davada uyuşmazlığa konu işlemlerin yürütüleceği SGK Başkanlığı şubesinin bulunduğu yer veya Sosyal Güvenlik Kurumu merkezinin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde dava açma imkânı…

Bu davalarda yalnızca işe giriş bildirgesinin bulunmasını, doğrudan haklılığın ispatı açısından yeterli değildir. İşe giriş belgesinin yanında, o dönemde çalışıldığının ispatlar yazılı veyahut tanık delili ile de iddianın desteklenmesi gerekmektedir.

Dava Açılmadan Önce Kuruma Başvuru Şartı

Hizmet sözleşmesine dayanmayan hizmet tespiti davalarında 6552 sayılı Kanun’un 64. Maddesi ile 5521 sayılı Kanun’un 7/3. Maddesi ve 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan davalar açısından düzenlenen dava açılmadan önce Kuruma başvuru şartı 5521 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 7036 sayılı Kanun’un 4. maddesinde de tekrarlanmıştır.

Bu kapsamda şayet hizmet sözleşmesine dayanılmıyor ise öncelikle kuruma başvuru yapılması gerekmektedir. Kurum, 60 gün içinde cevap vermezse; başvurucu dava yoluna başvurabilir.

Ancak Yargıtay, kuruma başvuru yapılmadan dava açılsa dahi davanın reddine karar verilemeyeceği; bu halde eksikliğin giderilmesi için davacıya süre verilmesi gerektiği görüşündedir.

“Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.09.2020 tarihli ve 2017/10-2695 E., 2020/587 K. sayılı kararında Kuruma başvuru şartının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115’inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında tamamlanabilir dava şartı olarak değerlendirilmesi gerektiği, kesin dava şartı olarak kabulünün hatalı olduğu belirtilmiştir.”[1]

Ancak yargılama esnasında dosyada sorun yaşamamak adına öncelikle kuruma başvuru yapılıp, sonrasında dava yoluna başvurulmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

[1] Bahar Kılınç, Sigorta Başlangıç Tarihinin Tespiti Davası, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2183589

İletişim