Photo credit: Unsplash
Hukuka aykırı bir şekilde aleyhinde koruma tedbiri verilen bir kişinin Devlete rücuen tazminat hakkı bulunmaktadır. Öyle ki Ceza Muhakemesi Kanunu’nda söz konusu tazminat hakkına kimlerin sahip olduğu açıkça belirlenmiştir.
Kanuni gözaltı süresi içinde hakim karşısına çıkarılmayan, yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra hakkında savcılık aşamasında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da mahkeme aşamasında ise beraat kararı verilen, hakkında tatbik olunan arama kararı ölçüsüz olarak gerçekleştirilen, eşyasına/malına haksız yere el konulan veya eşyası/malı yasal dayanaklar oluşmasına karşın geri verilmeyen, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süresi hükümlülük süresinden fazla olan kişiler Devlet uhdesinde maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etmek hakkına haizdir.
Devletin ödeyeceği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu etme hakkı da yasalar kapsamında saklıdır.
Aynı şekilde, yalan tanıklık ya da iftira nedeniyle tutuklama işleminin yapılması sebebiyet veren kişiler hakkında da Devletin iftirada ya da yalan tanıklıkta bulunan kişilere rücu etmek hakkı bakidir.
Hakimlerin soruşturma ve kovuşturma aşamasında hukuka aykırı bir şekilde yaptıkları işlemler ve hükmettikleri kararlar nedeniyle Devlete karşı açılan tazminat davalarında Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi görevlidir.
Aynı şekilde Yargıtay başkanı ile üyelerinin bahse konu hukuka aykırı kararlarına karşı açılacak tazminat davaları ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nezdinde görülmekte olup, bu tip dosyalara İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla bakılmaktadır.
Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilecek kararlara karşı yapılacak itirazlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nezdinde görülür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına karşı ise Yargıtay Büyük Genel Kurulu nezdinde itirazda bulunmak mümkündür.
Belirtmek gerekir ki tazminat hakkı olan kişiler olduğu gibi tazminat talebinde bulunamayacak olan kişiler de yine kanuni olarak belirlenmiştir. Tutukluluk süresi hükümlülük süresinden mahsup edilenler, sonradan çıkan yasa ile ceza süreleri indirilmiş olan veya eylemi suç olmaktan çıkarılanlar, genel ya da özel affa tabi olanlar, şikayetten vazgeçme/uzlaşma/kusur yeteneği bulunmaması halleri sebebiyle haklarında ceza verilemeyenler tazminat hakkını havi değildir.
Tazminat talebinde bulunabilmenin temel şartları neticeten aşağıdaki gibidir:
Önemle söylemek icap eder ki Devlet aleyhinde başvurulacak tazminat taleplerinin her uyuşmazlık yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi ve hukuki tespitlerin hukukçular tarafından yapılması sağlıklı bir süreç izlenmesi anlamında oldukça mühimdir.
Ücretli Online Hukuki Danışmanlık